Bu Konserde doğru düzgün fotoğraf çekiememiş malesef :( Fotoğrafçı yoktu çünkü, ama video çekilmiş (Kanal kayıtla birlikte) o gelene kadar bu senenin ve geçen senenin fotolarıyla idare ediciiiz.
PLAYLIST:
Crystal Mountain, Without Judgement, 1000 Eyes, Story to Tell, Painkiller
Gelelim 2010'a :)
PLAYLIST:
Crystal Mountain, Without Judgement, 1000 Eyes, Story to Tell, Flesh and the Power it Holds, Spirit Crusher, Painkiller
Sıralamaları sallamış olabilirim ama şarkılar bu şekilde :))
Pazartesi, Aralık 27, 2010
Pazar, Aralık 26, 2010
İzle, ama fantastik bişeyler olsun^^
Bunu dedim kendime tüm haftasonu. Bu aralar o moddayım, fantastikten aşşası kesmiyor :P Şaka bi yana ne zaman Movies klasörümü açsam elim Tim Burton'lara vs. gitti, tüm haftasonu evdeydim, hatta cuma da evdeydim, bas çalıştım, onun dışında film izledim hep. İçlerinde izlediğiniz vardır, belki hepsini de izlemiş olabilirsiniz ama benden size birkaç öneri ^^
The Addams Family
Film benim doğduğum yıl çekilmiş, 91de :) Tabi Tha Addams Familiy'nin geçmişi daha eskilere uzanıyor, 60larda dizisi varmış, bulabilirsem dizilerini de izleyeceğim çünkü izlemesi çok keyifli. Özellikle Tish ve Gomez'in birlerine olan aşkı, Wednesday'in bilmişliği, Çocukların oyunlarının öldürücü nitelikte olması :)) Filmin yıldızı kesinlikle Wednesday. (Christina Ricci) Bana çocukluğumu hatırlattı resmen. Soğuk, bilmiş :)) Öle olsa bile çok tatlı, bazı yerlerdeki replikleri çok iyiydi.
The Addams Family Values
Aynı kadroyla çekilen ikinci film. İlk filmde olaylar yine Fester üzerinden dönmüştü, bu sefer de Fester'ın evliliği ve çocukların kampa gidişini anlatıyor, Addams ailesinin normal insanların arasına karışması eğlencenin habercisi zaten :))
The Imaginarium of Doctor Parnassus
Bir Terry Gilliam filmi. Heath Ledger filmde bir kısmı oynadı, ölümü üzerine kalan bölümleri 3 ayrı oyuncu canlandırdı. (Johnny Depp, Colin Farrell ve Jude law) Aynı karakterin 4 oyuncu tarafından oynanması , The Imaginarium of Doctor Parnassus gibi bir film için hiç de sıkıntı değil, herşeye hazırlıklı olmak lazım bu filmde :)
Filmde sürekli bahse tutuşan, insanların hayalgüçlerini açığa çıkartıp onlara mutluluk verebilen Doctor Parnassus'un hikayesi anlatılıyor. Film kesinlikle bir yıldızlar geçidi ve görsel şölen. Atlanmamalı ^^
Sleepy Hollow
Tim Burton & Johnny Depp. Daha yeni izlemiş olmama şaşırıyorum :) Hem de daha önceden romanını okumuştum :) Konu, Sleepy Hollow denilen bir yere sürgün amaçlı gönderilen bir avukatın kasabadaki olayı çözme çabası. Pek fazla açıklama yapmaya gerek yok zaten, Tim Burton & Johnny Depp işte. :))
The Addams Family
Film benim doğduğum yıl çekilmiş, 91de :) Tabi Tha Addams Familiy'nin geçmişi daha eskilere uzanıyor, 60larda dizisi varmış, bulabilirsem dizilerini de izleyeceğim çünkü izlemesi çok keyifli. Özellikle Tish ve Gomez'in birlerine olan aşkı, Wednesday'in bilmişliği, Çocukların oyunlarının öldürücü nitelikte olması :)) Filmin yıldızı kesinlikle Wednesday. (Christina Ricci) Bana çocukluğumu hatırlattı resmen. Soğuk, bilmiş :)) Öle olsa bile çok tatlı, bazı yerlerdeki replikleri çok iyiydi.
Girl Scout: Is this made from real lemons?
Wednesday: Yes.
Girl Scout: I only like all-natural foods and beverages, organically grown, with no preservatives. Are you sure they're real lemons?
Pugsley: Yes.
Girl Scout: Well, I'll tell you what. I'll buy a cup if you buy a box of my delicious Girl Scout cookies. Do we have a deal?
Wednesday: Are they made from real Girl Scouts?---------------------------------------------------
[about to bury two people]
Pugsley: Are they dead?
Wednesday: Does it matter?----------------------------------------------------
Wednesday: I'm a homicidal maniac, they look just like everyone else.
The Addams Family Values
Aynı kadroyla çekilen ikinci film. İlk filmde olaylar yine Fester üzerinden dönmüştü, bu sefer de Fester'ın evliliği ve çocukların kampa gidişini anlatıyor, Addams ailesinin normal insanların arasına karışması eğlencenin habercisi zaten :))
The Imaginarium of Doctor Parnassus
Bir Terry Gilliam filmi. Heath Ledger filmde bir kısmı oynadı, ölümü üzerine kalan bölümleri 3 ayrı oyuncu canlandırdı. (Johnny Depp, Colin Farrell ve Jude law) Aynı karakterin 4 oyuncu tarafından oynanması , The Imaginarium of Doctor Parnassus gibi bir film için hiç de sıkıntı değil, herşeye hazırlıklı olmak lazım bu filmde :)
Filmde sürekli bahse tutuşan, insanların hayalgüçlerini açığa çıkartıp onlara mutluluk verebilen Doctor Parnassus'un hikayesi anlatılıyor. Film kesinlikle bir yıldızlar geçidi ve görsel şölen. Atlanmamalı ^^
Sleepy Hollow
Tim Burton & Johnny Depp. Daha yeni izlemiş olmama şaşırıyorum :) Hem de daha önceden romanını okumuştum :) Konu, Sleepy Hollow denilen bir yere sürgün amaçlı gönderilen bir avukatın kasabadaki olayı çözme çabası. Pek fazla açıklama yapmaya gerek yok zaten, Tim Burton & Johnny Depp işte. :))
Salı, Aralık 21, 2010
Rab Şeytana Dedi Ki
Dün Akün Sahnesindeki "Rab Şeytana Dedi Ki" adlı oyuna gittik okuldan arkadaşlarımla. Aslında geçen sezon görmek istiyordum oyunu ama Ankaralı Tiyatroseverlerin Tiyatroya açlığı sağolsun bilet bulamamıştım. 2 hafta önce 10.10da dayandım bilet gişesinin kapısına, aldım bileti ve gün geldi çattı :) Bu kadar heveslendikten sonra oyuna neredeyse giremeyecek olmamız da ayrı bi şahaneydi :D Sen Akün diye Şinasiye git. Sonra son 5 dakika kala taksiyle Akün sahnesine gitmeye çalışırken Sarhoş Taksi şoförüne rastla. Mesafe yakın diye ondan da paparayı ye :D Neyse oyuna yetiştik bu kadar aksiliğe rağmen :))
Oyun mitoloji ve dine sadık kalarak sabır ve başkaldırış arasındaki ikilemi cezalandırılan kullar ve şeytanın gözünden anlatıyor.
Oyunun başrol oyuncusu Durukan Ordu'yu görür görmez dedim ki tamam, iyi oyun seçmişim ^^ Mükemmel bir oyuncu Durukan Ordu. Oyunculuğuyla, ses tonuyla, mimikleriyle, sempatikliğiyle, danslarıyla ve şarkılarıyla. Seyircilerle doğaçlama olarak arada paslaşabildi kendisi hatta en ön sırada oturan yaşlı bir teyzeyi dansa kaldırdı oyun içinde, görülmeye değer bi sahneydi :))
Müzik oyunda kendini hissettirecek derecede vardı, yarı müzikaldi diyebiliriz hatta. Orkestra dışında Şeytan gitar, Eyüb saksafon çaldı oyun içerisinde.
Oyunda beni iten tek şey ise Eyübün Karısı karakteriydi. Bi türlü ısınamadım hatuna. Sağlam bir oyuncu olduğu belli ama yapmacık geldi, beğenemedim. Onun dışında Eyüb ve Sysphos karakterleri vardı oyunda, hakkını verdiler karakterlerin, onlar için diyebileceğim bir şey yok :) Alıntılar ve link ise...
Oyunun Devtiy. ana sayfası
Sırf Durukan Ordu'yu görmek için bile bir daha gidilebilicek oyun. Zaten adam fan kitlesini oluşturmuş resmen, ki oluşturmayacak gibi değildi de :)))
Oyun mitoloji ve dine sadık kalarak sabır ve başkaldırış arasındaki ikilemi cezalandırılan kullar ve şeytanın gözünden anlatıyor.
Oyunun başrol oyuncusu Durukan Ordu'yu görür görmez dedim ki tamam, iyi oyun seçmişim ^^ Mükemmel bir oyuncu Durukan Ordu. Oyunculuğuyla, ses tonuyla, mimikleriyle, sempatikliğiyle, danslarıyla ve şarkılarıyla. Seyircilerle doğaçlama olarak arada paslaşabildi kendisi hatta en ön sırada oturan yaşlı bir teyzeyi dansa kaldırdı oyun içinde, görülmeye değer bi sahneydi :))
Müzik oyunda kendini hissettirecek derecede vardı, yarı müzikaldi diyebiliriz hatta. Orkestra dışında Şeytan gitar, Eyüb saksafon çaldı oyun içerisinde.
Oyunda beni iten tek şey ise Eyübün Karısı karakteriydi. Bi türlü ısınamadım hatuna. Sağlam bir oyuncu olduğu belli ama yapmacık geldi, beğenemedim. Onun dışında Eyüb ve Sysphos karakterleri vardı oyunda, hakkını verdiler karakterlerin, onlar için diyebileceğim bir şey yok :) Alıntılar ve link ise...
rab şeytana dedi ki
yazan: nihat asyalı
yöneten: prof. m. bozkurt kuruç
dekor tasarım: h. güven öktem
giysi tasarım: esra selah
işık tasarım: zeynel işık
müzik(düzeni): cem idiz
dans (düzeni): cihan yöntem
yönetmen yardımcısı: sinan pekinton
asistanlar: batuhan yalçın, günay sattarova
sahne amiri: belma aslangiray
kondüvit: taner eser
süflöz: havva evirgen
işık kumanda: serkan özdemir
dekor sorumlusu: ender ünver
aksesuar sorumlusu: hüseyin kutum
rol dağılımı:
buğra koçtepe, sinan pekinton,durukan ordu, fatma öney, serhat elifer, dilber evrim alev bağcı, gülden çelen
hakan töngülüs, nurcihan ergün, ozan hikmet özcan, özlem sayın, perran vurdum, alican güçoğlu, ecmel is
yağızhan danış, yusuf ozan demirbaş, serap odabaşı, seray uygun
orkestra
ayşe gülüm sürmen, fethi günçer, zafer gerdanlı, gökhan över
konu:
mitolojide ve kutsal kitaplarda yer alan sysphos ve sabreden eyüp öykülerinden oluşan müzikli danslı ve şarkılı bir oyun
Oyunun Devtiy. ana sayfası
Sırf Durukan Ordu'yu görmek için bile bir daha gidilebilicek oyun. Zaten adam fan kitlesini oluşturmuş resmen, ki oluşturmayacak gibi değildi de :)))
Pazar, Aralık 19, 2010
Kuroshitsuji ^_^
Bloga yazı girmeyeli bir hafta olmuş! omfg o.O Hemen suçluluk duygusuyla mazeretlerimi sıralayayım mihihih. Öncelikle Death Tribute için koşuşturduk; hergün stüdyo hergün stüdyo, onun dışında yeni grup teklifleri ve benim içlerinden kabul ettiğim bitanesi ile ilgilenmeler, hazırlanmalar, gruba adapte olma çabaları, son olarak da sınavlar ötesi-bizim okul vize haftası yapmıyor ve okul açıldığından beri neredeyse her hafta ve haftada 2-3 sınavım quizim bişeyim var kesin, baydım, ağliyciiiim mühühühüh- Eeeeh bu kadar dert yandıktan sonra posta geçelim dimi?
Kuroshitsuji. Kendisi şuana kadar izlediğim-kendi türünde-en iyi animedir. Wikipedia kendisinin türünü Action, Drama, Tragedy, Crime Fiction, Dark Fantasy, Historical Fantasy, Mistery Fiction, Supernatural Drama olarak tanımlamış, doğru da demiş. Hepsi var bu animenin içinde ^^ (pazarcı gibi hissettim kendimi bunu yazarken skdcnksdcn) İngilizce adı "Black Butler" ve konu-çok klişe olsa da-bir ruhunu şeytana satma hadisesi. Ciel Phantomhive, şehrin-belki de ülkenin idk-en önemli oyuncak, şeker ve yiyecek üreticilerinden olan soylu bir ailenin oğlu. Ailesinin öldürülmesinden sonra intikam için yaşayan Ciel, ruhunu şeytana satarak Londradaki olayları bir bir ruhunu sattığı supernatural-daha doğrusu demonic- güçlere sahip Sebastian sayesinde çözmeye başlıyor. Olaylar Londrada Victorian döneminde geçiyor. Özellikle "Karındeşen Jack" gibi tarihi olaylara yaptığı göndermelerle izlemesi çok zevkli bir anime haline geliyor Kuroshitsuji. Kurositsuji 2009 yapımı bir anime ve Kuroshitsuji 2 ise 2010da çıktı. Onu bitirir bitirmez de bi post hazırlıyciiim. Şimdilik fotosunu koymakla yetineyim^_^
TR tanıtım: anime.gen.tr
Kuroshitsuji @ Wikipedia (ENG)
kuroshitsuji.wikia.com (ENG)
Kuroshitsuji. Kendisi şuana kadar izlediğim-kendi türünde-en iyi animedir. Wikipedia kendisinin türünü Action, Drama, Tragedy, Crime Fiction, Dark Fantasy, Historical Fantasy, Mistery Fiction, Supernatural Drama olarak tanımlamış, doğru da demiş. Hepsi var bu animenin içinde ^^ (pazarcı gibi hissettim kendimi bunu yazarken skdcnksdcn) İngilizce adı "Black Butler" ve konu-çok klişe olsa da-bir ruhunu şeytana satma hadisesi. Ciel Phantomhive, şehrin-belki de ülkenin idk-en önemli oyuncak, şeker ve yiyecek üreticilerinden olan soylu bir ailenin oğlu. Ailesinin öldürülmesinden sonra intikam için yaşayan Ciel, ruhunu şeytana satarak Londradaki olayları bir bir ruhunu sattığı supernatural-daha doğrusu demonic- güçlere sahip Sebastian sayesinde çözmeye başlıyor. Olaylar Londrada Victorian döneminde geçiyor. Özellikle "Karındeşen Jack" gibi tarihi olaylara yaptığı göndermelerle izlemesi çok zevkli bir anime haline geliyor Kuroshitsuji. Kurositsuji 2009 yapımı bir anime ve Kuroshitsuji 2 ise 2010da çıktı. Onu bitirir bitirmez de bi post hazırlıyciiim. Şimdilik fotosunu koymakla yetineyim^_^
TR tanıtım: anime.gen.tr
Kuroshitsuji @ Wikipedia (ENG)
kuroshitsuji.wikia.com (ENG)
Etiketler:
Anime,
Ciel Phantomhive,
Kuroshitsuji,
Kuroshitsuji II,
Sebastian
Cuma, Aralık 10, 2010
Death Tribute Night
Blogda bu hafta pek aktif olamadım malesef. Nedeni ise: işte bu etkinlik! Pazar günü Claymore ile Death şarkılarını coverlayacağız, bilenler bilir, grubun gitar/vokali Chuck Schuldiner 13 Aralık 2001de vefaat etti. Bu konser onu anma niteliğinde olucak. Chuck Schuldiner "The father of the Death Metal" lakabından da anlaşılacağı üzere Death Metal müziğinde önemli rol oynamış, katkıları yadsınamayacak bir sanatçı ve aynı zamanda bir filozoftu. 13 Aralık haftası Türkiye'de ve dünyada birçok müzisyen onun için anma geceleri düzenler ve Death Şarkıları seslendirir. Ben Death Metal seven biri olarak "Death" grubunun gözümdeki yeri "Death Metal"den çok ayrıdır. Death'in şarkılarını çalarken aldığım hazzı henüz hiç bir grubun şarkısından alamadım. Lafı uzatmadan söyleyeyim ki Death Metal ve Death sevenler bu geceyi kaçırmasınlar. Pazar Akşamı yolcuda olacağız.
Salı, Aralık 07, 2010
Follow me on Twitter!
Sonunda ben de twitter hesabı açtım ^^ aslında olan hesabımı aktif hale getirdim diyelim. Gadgetlarıma da twitter updates'i ekledim. Follow me on twitter!
Finally, I also opened a twitter account^^ Actually we can say that I activated my old account. I also added my twitter updates part to my gadgets so follow me on twitter!
http://twitter.com/TheBrunnhilde
Perşembe, Kasım 25, 2010
My top 5: Steampunk Objects
(Natalie Dee)
Kahverengi!! Steampunk!! Neredeyse sonbahar bitecek, ben hala kahverengi hissediyorum. Herşeyim kahverengi, çarklı, buharlı olsun istiyorum. Girl Genious olmak istiyorum.... Nette gezinirken birçok şeyin steampunk versiyonuna rastlıyorum, hepsini gördükçe içim gidiyor :( Ben de mi uğraşsam dişliyle, hurdayla vs diyorum. Sonra kendime gelip vazgeçiyorum tabi :D Ama ne kadar da güzeller!!
Şöyle gezsem ya...(Bu fotoğraf baya önce bi gazetede yayımlanmıştı, babam getrip göstermişti fotoyu bana sen bunları seversin diye, skdjnksldc)
İşte sıralama...
5)Steampunk Motorcycle
Yanıma alayım ben bunu, gece gündüz steampunk bişiyler üretsin ama! -hayale gel-
4)Steampunk Owl
Genelde tüm steampunk hayvanlar süper oluyor ama özellikle ben bu baykuşa bayıldım. Baykuş sevmemden belki de.
3)Steampunk Laptop
Yok artık lebron james! Netbookunu da yapsınlar bunun :P
2)Steampunk Guitar
Ben de basımı mı çevirtsem böyle steampunka :P
1)Steampunk Darth Vader
-İmperial March- Dııııt dıııt dııııt dıt dıdııııt dıt dıdıııııt :P
Favorim değişmez, değişmeyecek! Steampunk Star Wars ve Steampunk Ghostbusters 1 nümerodur. İşte o kadar ^^
Steampunk Nedir? İlgili yazım için Buraya tık^_^
Pazartesi, Kasım 22, 2010
Just you know why...
Geçenlerde biricik kankitom cansu'nun doğum günüydü; ben de kendisine hediye bakarken clariesde panda beresi gördüm-cansu çok sever pandaları- direk atladım altım tabi, pek tatlı bişeydi kendisi. Hediyeyi verdikten sonra pek şirin bereyle resim çekinmeyi de ihmal etmedik. Keşke arkadan "Just you know why" da çalsaydı :D Görüp görebileceğiniz en iyi panda cosplayidir bu :P:P
Bu da tam ortalığı yıkıp dökmeden önceki masum bakışlarım :D
"Never say no to Panda!"
Bahsettiğim şarkının geçtiği reklam. Bilmemek değil öğrenmemek ayıp ;P ve yeniden izlemek isteyenler için^_^
Pazar, Kasım 21, 2010
"Taylor Momsen" Bu kızda iş var sanki ha?
Taylor Momsen, evet, kendisi gossip girldeki küçük-bakmayın küçük olduğuna; dizide ne numaralar çeviriyor ahah-kardeş Jenny. Taylor set dışında müzikle de uğraşıyor ve kendisinin The Pretty Reckless adında bir grubu var. "The Pretty Reckless" adında bir demoları ve "Light me up" adlı bir albümleri var ayrıca "Kick Ass" filminin OST'sine katkıda bulunmuşlar. Yakın zamanda-Aralık ayı gibi-Türkiye'de de bir konserleri olacakmış. Detaylar henüz belli değil.
Taylor Momsen'ın bi grubu olduğunu ilk duyduğumda gayet ön yargılı bir şekilde "amaan sesi filan güzel değildir bunun, tarz anca, şöhretini kullanıyor" şeklinde klibi açtım ve dinlemeye başlayınca cidden hakkını verdim, evet, hatunun sesi güzel^^ Gerçekten güzel^^ Şarkıları da dinlenebilir buldum. Taylor'ın tarzını oturtmuş olduğunu görüyorum.Yalnız bazı noktalarda Taylor'un özenti davrandığını düşünüyorum -Courtney love, maybe?-Ayrıca o kadar fazla soyunmamalı -pek cılız hanfendi :D- tamam Rock müzikte bir edepsizlik vardır ama, Bu Kadar Değil! Totale bakacak olursak, dinlenebilir bir grup, görsellik de var, hadi bakalım^^
Özellikle bu klipleri çok hoş ^^
Pazar, Ekim 24, 2010
İzmir/Suidakra
Abartmışsın pegasus.(ekipmana stickerı boydan boya yapıştırmışlardı)
Soundcheck
Arkadius @ Soundcheck
After the concert
Sebastianın boyu 2 metre filan :S Ben bile küçük kaldım yanında!
Playlist kapmakta üzerime yoktur ^^ (behemothun playlisti de bende ^^)
Litfen emanet playlistle foto çekinmeyiniz. Hıh
With Marcus
Noxxda bir ben :D
Doğum günümde (evet kutlamayı bir gün önce yapmıştım) kendime bir güzellik yapayım dedim ve suidakra konseri için izmire uçtum. Folk metal sevgime bakacak olursak, suidakrayı kaçıramazdım!! İzmiri küçüklüğümden beri ilk kez görecek olmak(kordonda brown içmek çok keyifliymiş^^) ve arkadaşlarla görüşecek olmak da cabasıydı. Evet, süperdi!
Soundcheck
Arkadius @ Soundcheck
After the concert
Sebastianın boyu 2 metre filan :S Ben bile küçük kaldım yanında!
Playlist kapmakta üzerime yoktur ^^ (behemothun playlisti de bende ^^)
Litfen emanet playlistle foto çekinmeyiniz. Hıh
With Marcus
Noxxda bir ben :D
Doğum günümde (evet kutlamayı bir gün önce yapmıştım) kendime bir güzellik yapayım dedim ve suidakra konseri için izmire uçtum. Folk metal sevgime bakacak olursak, suidakrayı kaçıramazdım!! İzmiri küçüklüğümden beri ilk kez görecek olmak(kordonda brown içmek çok keyifliymiş^^) ve arkadaşlarla görüşecek olmak da cabasıydı. Evet, süperdi!
Pazar, Eylül 05, 2010
Brunnhilde hakkında...
Utanmasam wikipedia'ya çevircem burayı :D Eveeeet uzun süredir nick arayışlarındayken dedim ki artık vazgeçeyim bulamıycam çünkü. İsim bulmak en nefret ettiğim iş. Gruba isim bulmak, Nick bulmak filan -.-''
Reenacting facebook profilim için kendime isim ararken (Reenacting için de ayrı bi post hazırlıycam bu arada) Alman hatun isimlerinden Brunnhilde gözüme çarptı. Açıklaması şu şekilde;
BRUNNHILDE: Variant form of Old High German Brunhild, meaning "armored warrior woman."
Türkçe Meali: Brunhild isminin çeşitli varyasyonlarından biri (diğerleri brunhild, brunhilde, brynhildr filan) anlamı; Zırhlı savaşçı kadın.
Steampunk takıntım olduğu gibi, amazon takıntım da var (ayrıca vampir takıntım da var da bu konuyla alakasız şimdi) İsmin ayrıca norveç mitolojisinden olması da üstüne kaymak oldu. (Tanrım ağliyciğim!) Henüz soyadımı bulabilmiş değilim ama ismim aynı zamanda bundan sonraki nickimdir!!! Ta-taaam!
Açıklama kısmına dönelim biraz da. Brun germen dillerinde zırh Hild ise savaş demek. (sağol ekşi sözlük) Brunhilde ise (ve diğer formları) norveç mitolojisine göre Valkyrie'lerin lideri ve en güçlüsü demek. (Valkyrie: öleceklere yalnızca ölecekleri zaman görünen, onların canlarını alıp tanrıya teslim eden savaşçı hatunlar topluluğu. Zira zırhları ve kalkanları vardır kendilerinin. ) Neyse efenim ben Brunnhilde, tanıştığımıza memnun oldum. İsmimin de hikayesi bu. (Arada iğrenç espirim gelir)
Not: En kısa zamanda bir de Brunnhilde cosplayi yapmak farz oldu!
Perşembe, Ağustos 05, 2010
Blogger Brunnhilde
Eveeet ilk yazımdır şuan okuduğunuz.
Hello Again!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)